İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik soruşturma kapsamında, 23 Mart 2025’te tutuklanan İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökce, tutuklu bulunduğu Silivri’deki Marmara Cezaevi’nden kitap yazdı.
Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan “22 Metrekare Gökyüzü-Silivri Günlükleri” isimli kitapta Gökce, cezaevi deneyimini ve Diş Hekimi Filiz Kahveci ile 27 Mayıs’taki evliliğini kaleme aldı.

CEZAEVİNDE İLK GÜN
24 Mart 2025 Pazartesi,
Silivri,
Saat: 21.30.
Günler süren uykusuzluk ve sefaletin ardından bir yatak üzerinde, temiz mi pis mi olduğuna bakmaksızın, yaklaşık on saat uyumuşum. Sanırım saat 08.00 civarı ağır demir kapı sesi ve bağrışmalar ile uyandım. “Sabah sayımı” olduğunu sonradan öğrendiğim nümayişmiş bu. Sağ ve sağlıklı olduğumu ellerindeki kâğıda not eden görevlilere temel ihtiyaçlarımdan bahsettim. Kantin görevlisinin geleceğini söylediler. Bir kantin alışveriş listesi verdiler. Temizlik malzemesi, su başta olmak üzere bazı temel ihtiyaç malzemeleri siparişi verdim. Neredeydim ben? Burası nasıl bir yerdi ve neden buradaydık? Aklımı yitirecek gibi oluyorum. Ben kime ne yaptım da buraya tıkıldım! Burada nasıl yaşanır, nasıl vakit geçirilir? İsyanım çok büyük…
Bir görevli geldi. “Vekil görüşü var” dedi. Giyinip çıktım. Seyit Torun ilk ziyaretçim, sağ olsun. Sarıldık, gözlerim doldu. O da öfkeli… Dertleştik azıcık. Sonra Antalya Milletvekili Aliye Coşar, Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu ve Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da eksik olmasınlar ziyaret ettiler. Partimizin avukatlarından Çağlar Bey, Afşin Hatipoğlu da ilk avukat ziyaretçilerim oldular. Bundan sonra da avukatlar geldi. Bu ziyaretler ile günü bir biçimde bitirdik. Herkesle neden buradayız sorusunu konuştuk. Kimse inanamıyor. Akıl alacak gibi değil!
Koğuşa geldim. Ne yemek istiyorum ne yatmak. Ama yapacak bir şey yok. TV, buzdolabı henüz gelmedi. Sinirimle baş ede-bilirsem uyumaya çalışacağım.
OSMAN KAVALA İLE SELAMLAŞMA…
31 Mart 2025 Pazartesi,
Silivri,
Saat 14.00
Avukat görüşleri için ayrılmış camekânlar olmasa, birlikte tutuklandığımız dostları, ayrıca Osman Kavala’yı, Can Atalay’ı, Tayfun Kahraman’ı, belediye başkanlarımızı görme, selamlaşma şansımız olmayacak.
15 Nisan 2025 Salı,
Silivri,
Saat 10.15
İçimde derin bir sızı ile koğuşuma dönerken yolda Osman Kavala ile kısacık karşılaşıp selamlaştık. Bir kez daha utandım, yerin dibine geçtim. Sekiz yıldır, dile kolay sekiz koca yıldır burada. Dev gibi adamın beli bükülmüş, ışığı söndürülmeye çalışılmış. O hâlâ elinden geldiğince dimdik iken benim üzülüp, perişan olmaya hakkım yok. Güçlü olacağım. Bu günler geçecek. Aslanlar gibi çıkacağız. Baharı da göreceğiz. Bu ülkeye de bahar getireceğiz.
Ailemi ayrı ayrı çok ama çok seviyorum. Ama bir arada öyle çok seviyorum ki, sözcükler yetmez. Aile her şeydir!
DAMAT TIRAŞI YAPILDI, TAKIMLAR ÇEKİLDİ…
27 Mayıs 2025 Salı,
Silivri,
Saat: 17.00.
Nikah öncesi birazcık hareketli bir gün. Sabah ailem geldi. Kapalı görüş de olsa aileni görmek bana çok iyi geliyor. Ardından İkram Bey damat tıraşımı yaptı. Bayağı da özendi cezaevi koşullarında. Memurlar da yardımcı olmaya çalışıyorlar sağ olsunlar. Takım elbise daraltılacakmış, azıcık zayıfladım ya, sabaha depoda giydireceklermiş. Lacivert olduğu için odama getiremezmişim! Yarın giyinip çıkacağız bakalım. Genel Başkan Özgür Özel ve beraberindekilerin de gelecekleri söyleniyor. Ancak ailelerin girişine imkân yok diyorlar. Elimizden geleni yapıyoruz. Bunun da yarattığı büyük mağduriyeti ve aileleri cezalandırma durumunu da kamuoyu ile paylaşıyoruz. Yarın için çok umutlu değilim ailelerimizin gelişi anlamında ama kafama da takmamaya çalışıyorum. Tutuklu ve hükümlüler için, ağzımız tatlansın diye, kantinden şeker-çikolata ikram etme isteğimi bir dilekçe ile yazdım. Muhtemelen gereği yapılamayacak.
Çıkışta gerçek bir tören yapacağız ama, Ekrem Başkan’ın Cumhurbaşkanı olarak şahit olacağı gün.

67. GÜNDE EVLİLİK
28 Mayıs 2025 Çarşamba,
Silivri,
Saat: 16.00.
Çok özel ve eşsiz bir gün oldu. Evlendik daha ne olsun. Üstelik olağanüstü bir evlilik merasimi ve hatta eylemi ile. Eee, kolay değil. “Gezi” ile aynı güne denk gelmesi bile eylemimizin devrimci ruhunu açıklamıyor mu?
Sabah 08.00’de uyandım. TV’yi açtım, İsmail Küçükkaya benden bahsediyordu Halk TV’de. Ailelerimizin alınmamasını eleştiriyordu. 09.00 civarı ise telefonuna bakıp gelen mesajı okudu. Bakanlık “ailelere izin verildi diye açıklama yaptı” dedi. Çok ama çok şaşırdım. İnanılmaz sevindim. Ama hâlâ emin olamıyordum. Bana bir bilgi verilmediği için hiçbir konuda… Neyle karşılaşacağımızı anca nikâh saati görebilecektim.
Kısa bir vekil görüşü yaptırdılar. Sağ olsun Rize Vekilimiz Tahsin Ocaklı annemi de bizzat buraya getirdiğini söyleyerek kucakladı beni. Var olsun, çok emeği var. Onunla azıcık dertleşip hemen odama götürüldüm. Takım elbisemi giyip gelmem gerekiyordu. O sırada aileleri de salona alacaklardı. Uçarak odama geldim. Hızla giyindim. Daraltıldığı hâlde takım elbisem azıcık boldu. İyi zayıflamışım bu arada. Giyinip salona götürülünce kapıdan girer girmez ailemi görüp çok ama çok mutlu oldum. Canlarım gelmişti. Beyza’m, Mahmut’um dışında eksik de yoktu. Çok hayırlı bir iş için İzmir’de olması gereken kardeşlerimin ruhu da bizleydi. Çok ama çok hissettim. Sabah izin verildi dediğinde Beyza’mı, eksikliğini düşünüp ağlamıştım. Üzülmüştür diye. Kıyamam ona. Ama tüm yüreğimle sıcaklıklarını hissettim. Fotoğraftaki eksikliklerini çıkınca yapacağımız törende kapatacağız. Ben de yokum tam anlamıyla o fotoğraflarda zaten. Nikâh öncesi Genel Başkan tarafından diplomatik yollarla çekilen rest üzerine bu iznin alındığını anladım. Çok önemliydi bence nikâh bir şeylere de vesile olabilir. Silivri Belediye Başkanımız Bora Balcıoğlu, bir yanımıza “Özgür”lüğü bir yanımıza “Umut”u aldığımız şahitlikle kıydı nikahımızı. Filiz’im ne güzel tarif etti Genel Başkanımız Özgür Özel ve Umut Akdoğan şahitliğini… Çok güzel oldu.
Böyle evlenmek sanırım sadece bize özgü! Evlenenler akşamına yemeğe, kutlamaya, balayına gider. Bizim halimiz ise şöyle: Ayrı ayrı yerlerde tüm ülke ve kitle iletişim araçları bizi konuşurken gurur ve hüzün arasına sıkışmış, gelecek güzel günleri hayal ediyoruz. Umut biriktiriyor, özgür günlere olan inancımızı pekiştiriyoruz.
Çok özel bir gün oldu. Evlendik. Çok mutluyum. Filiz’i çok seviyorum. Ailemi, büyük ailemi çok seviyorum.
BUĞRA GÖKCE KİMDİR
Ankara’da 1974’te doğan Buğra Gökce, Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden 1995’te mezun oldu.
Yüksek lisans eğitimini 2000 yılında tamamladıktan sonra, 2008 yılında ODTÜ Şehir Planlama Anabilim Dalı’ndan doktora derecesi aldı. Japon hükümeti bursuyla Japonya’da kent planlama ve ulaşım yatırımları üzerine eğitim aldı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki görevinden Mayıs 2022’de ayrılan Gökce, 1 Haziran 2022 itibariyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Genel Sekreter Yardımcısı olarak göreve başladı, 1 Şubat 2023’ten itibaren aynı zamanda İETT Genel Müdürü olarak da çalıştı.
Gökce, 2024 yerel seçimleri öncesinde CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday adayı oldu ve bu süreçte İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcılığı görevinden istifa etti.
İPA Başkanlığı’na Nisan 2024 itibarıyla atanan Gökce, İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik soruşturmada tutuklandı.